Türkçe Dil Destekli Kingdom Come: Deliverance 2’yi İnceledik

Serinin ilk oyunuyla ağzımızda değişik bir tat bırakan Kingdom Come: Deliverance’in devam oyunu Kingdom Come: Deliverance 2’yi sizler için inceledik.
İlk olarak bundan tam 7 yıl ilkin 2018’de piyasaya sürülen serinin ilk oyunu Kingdom Come: Deliverance, kendine özgü cenk mekanikleriyle dengi oyunlarından sıyrılmayı başarsa da bu mekaniklerde fazlasıyla gerçekçi oluşu her insanın hoşuna gitmemişti. Oyunun sunmuş olduğu açık dünyası, dünyasındaki kendine özgü bilgileri ve gerçek anlamda yaşıyor hissettirmesi, çıkmış olduğu döneme gore gerçek anlamda övülse de eleştirilen noktaları da birçok oyuncuyu zamanında oyundan soğutmuştu.
Kingdom Come: Deliverance 2‘nin duyurulduğu ilk andan itibaren şahsen en merak ettiğim mevzu geliştirici ekibin oyunu hangi yönlerinden değiştireceği ve geliştireceğiydi. Oyun gene Cry Engine motoru ile geliştirilecekti ve gösterilen ilk görüntüler devam oyununun ilk oyun ile neredeyse aynı bulunduğunu gösteriyordu. Organik olarak iyi yaptıkları noktaları gene iyi yapsalar da belli yönlerden oyunun her insana gitmeyeceği düşüncesine girmiştim. Oyunu geçen haftalarda oynamaya başlamamla beraber düşüncelerimde tamamen yanıldığımı fark ettim.
Ufaktan hikâyeye girelim…
Hatırlayacağınız suretiyle ilk oyunda Kral Sigismund’un paralı askerleri Henry’nin köyü Skalitz’i basıp Henry’nin ailecek köylüleri öldürmüş ve Henry’nin yaşamını âdeta paramparça hâle getirmişti. İlk oyunda yaşamını kurtarmak için kaçan Henry, ailesinin öcünü almaya, babasının çalınan kılıcını geri almaya ve tekrar asla kaçmamaya yemin etmişti.
Serinin devam oyunu Kingdom Come: Deliverance 2, Henry’nin hikâyesini kalmış olduğu yerden devam ettiriyor. Öldürülen ailesinin öcünü almak için çıkmış olduğu yolculukta artık çömez bir savaşçıdan asiye evrilen Henry, devam oyunun başından itibaren en yakın dostu Sör Hans Capon ile emellerini gerçekleştirme niyetiyle yolculuğa atılıyor.
Karakterler bizlerden biri benzer biçimde
Oyunların tanıtımlarda çoğunlukla kullandığı “yaşayan bir dünya” cümlesine artık çoğumuz aşinayız fakat bu cümlenin altını doldurabilen oyun sayısı bir elin parmağını geçmiyor ne yazık ki. Kingdom Come: Deliverance 2’nin dünyası o denli canlı hissettiriyor ki bir tek bu cümle bile o yaşamı anlatmaya yetmiyormuş benzer biçimde hissettiriyor.
Ana karakterimiz Henry ile en yakın dostu Sör Hans Capon arasındaki diyaloglar öylesine iyi yazılmış ki, birçok oyunda cümlelerin mühim noktalarını gözümle seçerek diyalogları atlayan ben Kingdom Come: Deliverance 2’nin her saniyesinde bu ikilinin diyalogları içinde oldukça keyif aldım.
Harp mekanikleri özüne sadık
Kingdom Come: Deliverance’in kendine özgü cenk mekanikleri zamanında övüldüğü kadar eleştirilmiş, kimi oyuncu bu tercihin birçok oyuncunun oyuna bağlanmasını engellediğini iddia etmişti. Geliştirici ekip serinin devam oyununda da aynı mekanikleri korusa da birçok açıdan basitleştirmiş ve artık o ilk oyundaki kütüklüğü hissetmiyorsunuz.
Artık tek yapmanız ihtiyaç duyulan rakibinizin kılıcını yada kalkanını ne tarafta tuttuğunu kovuşturmak, hareketlerini sezinlemek ve saldırınızı buna gore sol, sağ, yukarı yada aşağıdan gerçekleştirmek. Belli başlı kombolar gerçekleştirebiliyor olmamızın yanı sıra düşmanın hücum gerçekleştireceğine dair küçük bir simge beliriyor ve doğru zamanda müdafa yapmış olursanız ekstradan bir karşı hücum gerçekleştirebiliyorsunuz. Animasyonların da daha akıcı olmasıyla beraber ilk oyunda diplomasiye daha oldukca ehemmiyet verirken devam oyununda “Artık önüme düşman fırlatın da öldüreyim birazcık” demeye başladım.
Tüm bunların yanı sıra rakibinizin zırhı ve kullandığı tabanca da savaşlarda artık fazladan öneme haiz. Mesela tipik bir bıçakla kesemeyeceğiniz bir zırha haiz düşmana karşı şansınız fazlasıyla düşük olabiliyor ve bu benzer biçimde değişkenler savaşları birbirlerine kıyasla daha emsalsiz kılabiliyor. Bu tip durumlarla birkaç kez karşılaştıktan sonrasında bir tek satın almaktan kaçınmaya başlayıp kendi kılıcınızı dövmeye yeltenebiliyorsunuz.
Ara sıra savaşı gizlilikle de yönetmek isteyebilirsiniz ki Kingdom Come: Deliverance 2’yi serinin ilk oyunundan ayıran en mühim özelliklerden biri de gizlilik. Daha oyunun başlangıcında karşılaştığınız bir sekansta öğrendiğiniz gizlilik mekaniklerinde kendinizi zaman içinde geliştirmeniz büyük ehemmiyet taşısa da dikkat etmeniz ihtiyaç duyulan belli başlı koşullar da var.
Mesela zırhınız fazlasıyla ağır ve ses çıkarıyor olabilir, bu şekilde durumlarda bir tek eğilip gizlice hareket etmek size kafi olmuyor. Kingdom Come: Deliverance 2’yi oynarken “Bunu da mı düşündünüz?” dedirten pek oldukca detay var ve bu da onlardan biri. Organik olarak gizliliği tercih ediyorsanız değişik bir zırha geçiş yapmak isteyebilirsiniz. Burada da desteğinize yeni envanter sistemindeki birden fazla dış görünüm oluşturabileceğiniz alan yetişiyor.
Burada değişik zırh setleri oluşturabiliyor ve gerektiğinde bunlar içinde hızlıca geçiş yapabiliyorsunuz. Bu sayede gizliliğe yönelmeniz ihtiyaç duyulan durumlarda daha azca ses çıkartabilecek daha hafifçe bir zırha geçiş yapabiliyorsunuz. Üstünüz başınızın iyi mi görünmüş olduğu de Kingdom Come: Deliverance dünyasında oldukça mühim, bundan dolayı görüşeceğiniz kişiler ve bulunacağınız lokasyonlarda ne giydiğiniz ve iyi mi göründüğünüze de çoğunlukla dikkat etmeniz gerekiyor.
Rol yapma özellikleri korunmuş ve oldukca daha daha etkili
Serinin ilk oyununda da yer edinen birbirinden değişik diyalog seçenekleri Kingdom Come: Deliverance 2’de de yer ediniyor sadece artık bu seçimlerin ve eylemlerinizin tesirini daha çok hissediyorsunuz.
Azca ilkin belirttiğim örnekte olduğu benzer biçimde çevredeki insanoğlu sizi iyi mi göründüğünüze gore yargılayabiliyor. Mesela üzeriniz kanlarla kaplı iken çevre ile etkileşiminiz değişiyor ve düzgüsel şartlarda görüşebileceğiniz şeyleri çevrenizdekilerle görüşemeyebiliyorsunuz. Kim çevresinde üstü başı kanlı yada kirli bir insan olsun ister ki?
Gel gelelim seçimlerin etkilerine. İlk oyunda olduğu benzer biçimde gene her seçim ekranında birkaç değişik logoya rastlıyoruz. Bunlar seçimlerinizin ana karakterimiz Henry’nin kişiliğini iyi mi etkileyeceğini gösteriyor. Savaşçı yönünüzü ön plana çıkarmak istediğinizde Asker seçeneğini, dış ilişkiler ile işleri halletmeyi seviyorsanız Danışman seçeneğini, gizliliği tercih ediyorsanız Gözcü seçeneğini seçebiliyorsunuz. Bu diyalog seçenekleri ve etkisinde bırakır normal olarak devamlı mümkün olmuyor bundan dolayı eylemleriniz ve ana karakteriniz Henry’nin Kingdom Come: Deliverance dünyasındaki o anki konumu bazı şartları mümkün bazı şartları ise imkânsız kılabiliyor.
Mevzu diplomasiye ve iknaya girdiğinde ise işler daha da derin bir hâl alıyor. Karşınızdakini diyaloglarınızla ikna edebilmek için birçok değişik seçeneğiniz oluyor. Hepsine tek tek girmeden basitçe özetlemek gerekirse karşınızdakine yer yer gözdağı verecek şekilde konuşabilir, yer yer asil biri olduğunuzu hatırlatabilir, yer yer barışçıl biri benzer biçimde davranabilirsiniz. Bu esasında birçok rol yapma oyununda karşılaştığımız şeyler olsa da Kingdom Come: Deliverance 2’yi hususi kılan şey bu seçimlerinizin o ana kadarki eylemleriniz ve azca ilkin belirttiğim dış görünüş örneği benzer biçimde çevre etkenlerden etkileniyor olması. Karşınızdaki insan yalanınızı yakalayabiliyor yada dış görünüşünüz asil benzer biçimde görünmüyorsa asil benzer biçimde davrandığınız durumlarda karşınızdaki şahıs tarafınca palyaço benzer biçimde görünebiliyorsunuz.
Siz yaşadıkça dünya da yaşıyor
Kingdom Come: Deliverance 2’de attığınız adımda bile ödüllendiriliyorsunuz. Klasik rol yapma oyunlarında en sık karşılaşılan özelliklerden biri, karakteriniz düzey atladıkça yada başka yollardan beceri puanı elde ettikçe bu puanı sizin dağıtıyor oluşunuz. Kısaca bir karakterin X yada Y yönünün daha iyi olmasını istediğinizi puan dağıtarak siz karar verebiliyorsunuz.
Kingdom Come: Deliverance 2’de de karar normal olarak sizde sadece geliştirmek istediğiniz aklınıza gelebilecek her şey için gerçek hayatta olduğu benzer biçimde ergonomik yapmanız gerekiyor. Simya yönünüzü mü geliştirmek istiyorsunuz? Kusursuz iksirler üretin. Savaşçı yönünüzü mü geliştirmek istiyorsunuz? Savaşlardan başarıyla çıkın. Diyalog ve ikna kabiliyetinizi mi çoğaltmak istiyorsunuz? Durmadan söyleşi edin. Kingdom Come: Deliverance 2 dünyası Henry yaşadıkça yaşıyor.
Kendinizi manzaralara kaptırmaktan alıkoyamıyorsunuz…
Kingdom Come: Deliverance 2’nin iyi yanlarını sıralamaya kalksam kim bilir grafikleri ilk sıralara yazmam fakat oyun gerçek anlamda iyi görünüyor. CryEngine’in nimetlerinden sonuna kadar faydalanan yapım, bilgisayarlarınızı da zorlayacak derecede.
Düzgüsel grafik seçeneklerinin yanı sıra CryEngine’in enerjisini sonuna kadar gösteren Deneysel adlı bir grafik seçeneğimiz daha var ve bu seçenekte oyun o denli iyi göründüğü gibi, maceranız süresince etrafı izlemekten kendinizi alıkoyamıyorsunuz. Dahası Kingdom Come: Deliverance 2’nin dünyası tıpkı ilk oyunda olduğu benzer biçimde tarihte ehemmiyet arz eden lokasyonlara ev sahipliği yapıyor, bundan dolayı orta çağ Avrupa’sına ilgi duyuyorsanız göreceklerinizden fazlasıyla memnun kalacağınızı söyleyebilirim.
O hâlde ufaktan aklınızdaki soruları yanıtlamaya geçelim.
İlk oyunu oynamadan oynanır mı?
Oynanır. Bilhassa de zamanında ilk oyunda rahatsız olduğunuz şeyler yüzünden oynamayı bıraktıysanız ikinci oyuna kesinlikle talih verin. Geliştiriciler yalnızca ilk oyunu beğenen kitlesini değil, beğenmeyen ve eleştirilerini yönelten kitleyi de kazanmayı amaçladığından ikinci oyun birçok açıdan daha oturaklı ve törpülenmiş bir oyun olmuş.
İlk oyunda yaşananları da etkisinde bırakan bir halde oyunun Prologue kısmına yedirmişler, bundan dolayı herhangi bir yerden video izlemeden de Kingdom Come: Deliverance 2’yi oynamaya başlayabilirsiniz. Gene de ilk oyunun hikâyesini derinlemesine seyretmek isterseniz geliştiriciler geçtiğimiz günlerde olanların özetlendiği 10 dakikalık bir video yayınlamıştı.
45 dolar eder mi?
Bir oyuna ne kadar ödemenin mantıklı olacağı sevdiğiniz türlerden tercihlerinize kadar değişkenlik gösterir sadece bu türe ilgi duyuyorsanız ülkemize hususi bölgesel fiyatlandırma ile beraber Kingdom Come: Deliverance 2’nin 45 dolarlık fiyat etiketi kesinlikle ödemeye kıymet.
Dahası ilk oyunda olduğu benzer biçimde Türkçe dil desteğiyle geliyor oluşuyla beraber türü ve seriyi seviyorsanız kesinlikle oynamanızı tavsiye ediyoruz. Eğer şu sıralar oynayacak oldukca oyununuz var ise -ki Şubat ayında bol miktarda yeni oyun göreceğiz- gelecek aylarda indirime girdiğinde almayı da tercih edebilirsiniz.
Sistemim kaldırır mı?
Kingdom Come: Deliverance 2’nin optimizasyonu oldukça başarıya ulaşmış. Oyunun açıklanan sistem gereksinimlerine gore 1080P çözünürlükte yüksek ayarlarda 30 FPS alabilmek için RTX 2060 Super yada RX 5700 kafi görünüyor. Dahası DLSS ve FSR alternatifleriyle de performansınızı artırmanız mümkün.
Oyunu deneyimlediğim bilgisayarımda Intel i5 12400F işlemci ve RX 6700 XT ekran kartı bulunuyor ve 2K çözünürlükte yüksek ayarlarda FSR kalitede 60-80 FPS civarında bir performans aldım.
Bizlere gelen araştırma sürümünde Denuvo yer ediniyor olmasına karşın performans mevzusunda ciddi bir sorun yaşamadık. Oyunun çıkış sürümünde Denuvo bulunmayacağı bilgisini de belirtelim. Denuvo’nun bir çok oyunlarda performansı etkilediğini göz önünde bulundurursak kim bilir çıkış sürümünde performans oldukca daha iyi olabilir.
Netice: Senenin oyununa kesinlikle aday
Geliştirici ekip Kingdom Come: Deliverance 2’de ilk oyunun en oldukca eleştirilen noktalarını ve eksiklerini nokta atışı bir halde törpülemiş ve günlerinizi orta çağda geçireceğiniz mükemmele yakın bir oyun hazırlamayı başarmış.
Şuraya da gideyim, bu görevi de yapayım derken saatlerinizi harcarken “Yarın da işe 3 saat uykuyla giderim artık” cümlesini kendinize bol miktarda söyleyeceğiniz bir oyun sizleri bekliyor.
Başka araştırmalarda görüşmek suretiyle. Sağlıcakla kalınca.
Source link